fun box

WalterBishop

Üniversitede ev arkadaşımın tavsiyesi üzerine izlemeye başladığım, ilk 3 sezonunu yemek yerken, uyurken, cebir derslerinde hocamın Walter’a olan olağanüstü benzerliğinden de ilham alıp telefondan izleyerek bitirdiğim Fringe… Gülerken yataktan yuvarlandığım, Walter’a özenip çaresizce jelibona dadandığım, kendimi hiç bir şey anlamadığım halde fizikle ilgili makaleler okurken bulduğum, en küçük duygusal sahneyi dahi ağlamadan geçmediğim, gizli bir ailem var gibi hissettiğim 3 yıl geçirdim. Cuma günlerini ‘Fringe Friday’ ilan eden ben, finalini izlememek için çok direndim, direnişle geçen bir haftanın ardından hüngür hüngür ağlayarak, ev arkadaşlarımın ”ne oluyor? birine bir şey mi oldu?” sorularıyla odama dalmasına sebep oldum, kırmızı burnum ve yüzümün şişliği  ertesi gün boyunca geçmedi. Kimseye izle demedim, sadece benim olsunlar istedim, anlamayıp da saçma sapan yorum yapanlara öldürücü kısık göz bakışlarımı attım, sevmedim bir daha onları. Finalin üstünden 1 yıl geçti, geriye dönüp bakınca aklıma ilk gelenler hep Walter temalı, ağlama havamda olmadığım için gülmeye doyamadığım sahnelerin gifleri gelsin, ama bu neymiş, izlemeye başlasam mı  falan diye de sakın düşündürmesin.

 

                                                                               

                                                   

   

Yorum bırakın